22 Mayıs 2011 Pazar

Mete Tunçay & Bediüzzaman - 2

"Tanıdığım birisi Fransa’ya gitti ve Hıristiyan oldu. Müthiş tepki duydum. İlk gördüğümde, “Niye gavur oldun?” diye üstüne yürüdüm. O da boyun büküp, “Abi, bu ismimizle burada adam yerine konmuyoruz.” dedi. Aslında bu sorunu düşünmüş, kendi geleneklerini yargılamış; başka bir geleneği öğrenmiş ve bir seçim yapmış. Onu takdir etmem lazım, ama bir kızgınlık duydum. Bir Müslüman’ın agnostik olmasını kabul ederim de, düşünüp, taşınıp Hıristiyan, Yahudi olması bana hoş gelmiyor."



"Ecnebi dinsizleri gibi olamazsın. Çünkü onlar bir peygamberi inkâr etse, diğerlerine inanabilirler. Peygamberleri bilmese de, Allah'a inanabilir. Bunu da bilmezse, kemâlâta medar bazı seciyeleri bulunabilir. Fakat bir Müslüman, en âhir ve en büyük ve dini ve dâveti umumî olan âhirzaman Peygamberi Aleyhissalâtü Vesselâmı inkâr etse ve zincirinden çıksa, daha hiçbir peygamberi, hattâ Allah'ı kabul etmez. Çünkü bütün peygamberleri ve Allah'ı ve kemâlâtı onunla bilmiş. Onlar onsuz kalbinde kalmaz. Bunun içindir ki, eskiden beri her dinden İslâmiyete giriyorlar; ve hiçbir Müslüman, hakiki Yahudi veya Mecusi veya Nasranî olmaz. Belki dinsiz olur; seciyeleri bozulur, vatana, millete muzır bir hâlete girer."

Hiç yorum yok: