29 Mayıs 2011 Pazar

Fethan karîba

Fâtih Sultan Mehmet han hazretleri cihan topraklarına sadece kılıcıyla değil, aynı zamanda ilmiyle, şefkat ve merhametiyle hükmetmeye gayret göstermiş ve de rüştünü ispat ederek hükmetmiştir. Bu yüzden onun başarıları İskender, Cengiz ve Timurlenk'te olduğu gibi sabun köpüğünü andırmaz. O; ilim, fikir, sanat, iman, insanlık, adalet, devlet kurma ve hizmet terbiyesinin bir mahsulüdür. Hocaları onu; sanat, edebiyat, şiir zevkiyle beslemişlerdir, ilim şevki ve âlime saygıyı öğretmişlerdir. Üstelik onda yarı mutasavvıf çehresiyle babası II. Murad'ın (cennet mekân) ve aile kabiliyeti halinde tekamül eden aşk ve sanatın etkisi fevkalade büyük olmuştur. O, her şeyi kuşatan akademik bir anlayış içinde pozitif bilimlerden ve manevi ilimlerden nasibini almış, hür düşüncesinin, yazmanın, araştırmanın, medeniyete ve insanlığa hizmet gayesiyle düşündüğünü cesaretle ileriye sürmenin, demokratik zihniyetin, sempozyum, konferans ve seminerlerin nimetlerine erişmiştir.
Bu sebeple Fâtih Sultan Mehmet han hazretleri, tarih boyunca hocalara ve eğitim mesleğine hükümdar seviyesinde en büyük değeri veren sayılı devlet başkanları arasında yerini almıştır. Ülke fethetmekten gönül fethetmeyi üstün tutmuştur.

Kur'ân-ı Kerîm'in nazmî tefsiri içinde şöyle bir incelik vardır;

Fetih suresi, Mekke fethinden başlayarak kıyamete kadar elde edilecek bütün fetihleri sarahaten ve işareten anlatır. Fetih suresinde anlatılan fetihlere müyesser olan topluluk öyle bir vasfa sahip olmalı ki Allah'ın nusreti onlarla olsun. Dahası o nusreti ve onun getirisi olan fetihleri hakedebilsin.
İşte bu vasıflar, Fetih suresinden sonra gelen Hucurât suresinde anlatılmaktadır. Hucûrat suresinde Müslümaların; haber ve rivayetlerin doğruluğunu araştırması, kendi aralarında çıkabilecek savaşlara diyalog ve hoşgörü yoluyla engel olmaları, İslam kardeşliğini esas almaları, birbiriyle alay etmemeleri, kötü zandan uzak durmaları, ırkçılığı, kafatasçılığı ve etnik milliyetçiliği terketmeleri, haddi aşıp Allah'a dinini öğretmemeleri, müslüman olmalarını başa kakmamaları gerektiği anlatılmaktadır.

Ancak bu vasıflara sahip olan bir millet Fetih suresinde anlatılan fetihlere ulaşabilir. İşte Fatih Sultan Mehmet han hazretleri, onun şanlı askeri ve halkı, Hucurât suresinde anlatılan vasıflara sahip oldukları için böyle büyük bir fethe mazhar oldular. Zaten Efendiler Efendisi (sav) asırlar evvel “güzel komutan güzel asker” diyerek o vasıflara sahip olacaklarını müjdelemiyor muydu?

O vasıfları yeniden kazanabilme ve o fetihlere yeniden erişebilme arzusu ve duasıyla...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Allah Nur içinde yatırsın Sultan Fatihi ve Askerlerini..