15 Mart 2011 Salı

Daha dünkü Ahmet Şık

Ahmet Şık 1991 yılında mesleğe atılmış 1970 doğumlu bir gazetecidir. Doğan medya grubunda yaşadığı maddi sorunlar yüzünden çalıştığı yeri mahkemeye vermiş ve işten atılmıştır. Bugün onu savunan abi ve ablaları o gün olayı görmezden gelmişlerdi. Gerçi bu abi ve ablalar hayatları boyunca sadece ideolojik ve maddi menfaatlerine göre hareket ederler. Misal sırf Akp oy kaybetsin diye sıcacık evlerinden Tekel işçilerine gayri samimi destek verirler, fakat Chp'li belediyelerin işten çıkardığı garibanları görmezden gelirler. Neyse konuyu dağıtmayalım...

Ahmet Şık birçok gazeticilik ödülüne layık görülmüş başarılı bir gazetecidir. Allah daha iyi etsin gözümüz yok...
Peki bu Ahmet Şık kardeşimiz bir Hikmet Çetinkaya eder mi?
Ya da yaşı yetmeyenler için soralım; bugün “Ahmet Şık onurumuzdur!” diye bağıranlar Hikmet Çetinkaya'yı tanırlar mı?

Hikmet Çetinkaya 68 kuşağındandır. Uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinin İzmir temsilciliğini, daha sonraları genel yayın yönetmenliğini yapmıştır. Meslek hayatını nerdeyse “tarikat-siyaset-ticaret” üçlüsü üzerine kurmuştur. İzmir'de olması hasebiyle de Fethullah Gülen'i yakından takip etmiştir. Hatta öyle ki Ahmet Şık kısa şortla dolaştığı yıllarda (1970'ler) Hikmet Çetinkaya, Fethullah Gülen'in talebeleriyle birlikte İzmir'in civarında yaptığı okuma kamplarını bile bizzat takip etmiştir. Cemaat büyüdükçe daha çok üzerine düşmüş ve bu konuda cemaat aleyhine birçok kitap yazmıştır.
Hikmet Çetinkaya'nın yazdığı bu kitapları bugün hala kitapçılarda görebilirsiniz. Bu kitaplar;

Kuzu Postunda Kurt (1996)
Şeriat Pazarı (1997)
Din Baronunun Kazları (1997)
İrticanın Kara Yüzü (2002)
Fethullah Gülen'in 40 Yıllık Serüveni 1 (2004)
Fethullah Gülen'in 40 Yıllık Serüveni 2 (2005)
Kuzu Postunda Kurt: Tarikat-Ticaret-Siyaset (2007)
Fethullah Gülen, ABD ve AKP (2008)
Amerikan Mızıkacıları (2008)
Yobaz ve Hokkabaz (2008)
Atatürk Devrimleri ve Dinci Kuşatma (2009)

Evet gördüğünüz gibi cemaat aleyhine 11 kitap yazmış bir örnek var önümüzde. Peki cemaat aleyhine yazılan kitaplar bu kadar mı? Tabiki de değil! İşte cemaat aleyhine yazılan diğer kitaplar;

Fethullah'ın Gerçek Yüzü, Said-i Nursi'den Demirel ve Ecevit'e (Ergün Poyraz-2000)
Kanla Abdest Alanlar (Ergün Poyraz-2000)
Fethullah'ın Copları (Zübeyir Kındıra-2001)
Orta Asya’da İslam Misyonerleri Fethullah Gülen Okulları (Bayram Balcı-2005)
Fethullah Hoca'nın Şifreleri - Başmuavini Nurettin Veren Anlatıyor (Aytunç Erkin-2005)
Türkiye Nasıl Kuşatıldı? Fethullah Gülen Hareketinin Perde Arkası (Merdan Yanardağ-2006)
Fethullah Müslüman mı? (Semih Tufan Gülaltay-2006)
Kuşatma / ABD'nin Truva Atı Fethullah Gülen Harekatı (Nurettin Veren-2007)
Kim Bu Fethullah Gülen? (Faik Bulut-2009)
Amerika'daki İmam (Ergün Poyraz-2010)
Said Nursi, Fethullah Gülen ve Laik Sempatizanları (Alpaslan Işıklı-2010)
Ergenekon Fethullah (Kaan Turhan-2010)
Okyanus Ötesindeki Vaiz (Saygı Öztürk-2010)

Sayabildiğim kadarıyla bugüne dek cemaat aleyhine 25'e yakın kitap yazılmış ve piyasaya sürülmüş.

Şimdi soruyorum;
Hikmet Çetinkaya dahil bu kitapları yazan hangi yazar “dokunan yanıyor” prensibince gözaltına alınmış veyahut hangi yazarın başına bir iş gelmiş de daha dünkü Ahmet Şık sırf bu yüzden susturulmak istensin?

Ahmet Şık'ın gözaltına alınma nedeni ve yapılan aramalar savcılık tarafından gizli tutulduğu için bu konuda bir şey yazmak yanlış olur.

Ben burada sadece “Ahmet Şık cemaat aleyhine kitap yazdığı için gözaltına alınmıştır ve yapılan aramalar da cemaate zarar vereceğinden kitabın basılmasını engellemek içindir” tezine karşı çıkıyorum.

Eğer bu saçma iddia doğru olsaydı Hikmet Çetinkaya gözaltına alınmaz mıydı?
Eğer bu saçma iddia doğru olsaydı Hikmet Çetinkaya ve bilimum yazarların kitapları engellenmez miydi?
Tabi ki Anayasa'nın 26. maddesince; “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.”

Bu faşistliği ancak tek parti dönemindeki müstebidler ve cuntacılar yapar ve yapmıştır. Yukarıda yazdığım tezi savunanlar da aynı şahs-ı manevinin evlatlarıdır zaten.

Fakat biz bu yaygaraya yabancı değiliz.

“Analarını bile satarlar” diye yazıp, halkın tepkisine maruz kalınca istifa etmek zorunda kalanlar da “susturuluyoruz!” edebiyatı yapmışlardı.
Millete “bidon kafalı” diye yazıp, büyük tiraj umutlarıyla transfer edildikten sonra istenilen verimi veremeyince de işine son verilenler de “susturuluyoruz!” edebiyatı yapmışlardı.
Fosilleştikleri ve geri kaldıkları için patronlarına eskisi kadar yaramayan ve işine son verilenler de “susturuluyoruz!” edebiyatı yapmışlardı.

Bu da gösteriyor ki Ahmet Şık ve Nedim Şener işin bahanesi ve aracıdır.
Amaç; Akp hükümetini baskıcı ve faşist bir yönetim göstererek genel seçimler öncesi oylarını azaltmak, Gülen cemaatini ise halk nazarında zâlim göstermektir.

Yemezler...